Müjde Işıl – Yönetmenliğini Ali Ayyıldız’ın üstlendiği; senaryosunu Ayyıldız ile birlikte Lütfi Albayrak ile Sezgin Irmak’ın yazdığı “Murat Göğebakan: Kalbim Yaralı” şimdiye kadar izlediğimiz şarkıcı biyografilerinin üzerine bir şey eklemiyor. Üstelik “Bergen”, “Müslüm” gibi başarılı biyografilere ilham olan şarkıcıların trajedi dolu hayatlarına benzer hüzünde bir yaşam öyküsü var Murat Göğebakan’ın da. Ama pek çok şarkıcının hikâyesi gibi Adana’da başlayan senaryoda düz bir akış tercih edilmiş. Aslında keşif sürecinde Prestij Müzik ve Hasan Topaloğlu ile yaşadığı sıkıntıları anlattığı bölüm, bütün senaryonun en derli toplu bölümü. Çatışma ve tekinsizlik yaratarak o ikilemin tedirginliğini seyirciye hissettiriyor. Ama mesela eşinden ayrılmasına neden olan yeni aşkının karakterindeki dönüşümü anlatmayı başaramıyor. Bir sahneyi pat diye kesip sonraki sahnede ‘nedeni bu’ şeklinde kestirme bir yol tercih edilmiş.
Burak Sevinç’in başarısı
İki saatlik filmin neredeyse yarısı, Göğebakan’ın hastalık ve hastane sürecine odaklanıyor. O noktaya kadar daha sakin bir seviyede giden anlatı, sonrasında üst seviyeden duygusallığa ve seyirciye gözyaşı döktürtmeye odaklanıyor; bu açıdan da “Dilberay” ile ortak bir tarz benimsiyor. Yıllarca ihmal ettiği oğlu ve ortada bıraktığı eski eşinin vicdan azabıyla hasta yatağında boğuşması, kâğıt üzerinde etkileyiciyken perdeye yansıyanda sadece gözyaşına odaklanma var.
Filmin en başarılı yönü, Murat Göğebakan’ın canlandıran Burak Sevinç’in performansı. Göğebakan’ın mimiklerini, yürüyüşünü, ‘eyvallah’ deyişini o kadar içselleştirmiş ki aslında fiziki olarak çok benzemese de Göğebakan’ı yansıtan bir oyunculuk sergilemiş. Şarkıları kendisinin seslendirmesi de takdire şayan. Hande Soral, Feride Çetin ve Levent Tülek öne çıkan isimler.