“`html
Türkiye Ekonomisi: Teknik Resesyon Belirtileri Artıyor
Gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) değerlerinde, üst üste iki çeyrek boyunca gözlemlenen küçülme, Türkiye ekonomisinin ‘teknik resesyon’ sürecine girdiğini ortaya koydu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ekim ayı sanayi üretim verileri, ekonomideki resesyonun dördüncü çeyrekte de devam ettiğine dair önemli işaretler taşıyor.
Sanayi Üretimindeki Düşüşler Hız Kesmeden Devam Ediyor
Mevsimsel ve takvim etkilerinden arındırılmış endeks çerçevesinde, bir önceki aya kıyasla elektrik, gaz ve buhar üretiminde %3,3’lük artış yaşanmasına rağmen, en önemli sektörü olan imalat sanayinde %1, madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe ise %4,8’lik düşüşler meydana geldi. Bu değişimler, elektrik ve gaz üretimindeki pozitif etkiyi azalttı; imalat sanayindeki kayıplar ise negatif yansıdı.
Takvim etkisinden arındırılmış yıllık verilere göre, elektrik, gaz ve buhar üretiminde %7,6’lık bir artış gözlemlenirken, imalat sanayi üretimindeki azalma %3,3, madencilik ve taş ocakçılığındaki düşüş ise %14,2 seviyesine ulaştı. Genel sanayi üretimindeki toplam yıllık düşüş %3,1’e yükselerek devam ediyor.
Petrol Ürünlerinde Keskin Düşüş
Dünya’dan Naki Bakır’ın raporuna göre, sanayi üretimindeki gerilemenin temel nedeni imalat sanayinin öncülüğünde gerçekleşirken, rafine petrol ürünlerindeki yıllık bazda %21,1’lik düşüş dikkat çekti. Ancak bu sektörde, aylık bazda üretim %11,4 artış gösterdi. Yani, üretim önceki aya kıyasla artmasına rağmen, bir yıl önceki seviyelerin gerisinde kalmaya devam ediyor. Ayrıca, bilgisayar üretiminde ise aylık %18,2’lik bir gerileme gözlemlendi.
Diğer ulaşım araçları, ekimde %0,5 artmasına rağmen; yıllık bazda %16,7 düşüşle en büyük kayıplar yaşayan üçüncü alt sektör oldu. İhracat açısından kritik önemi olan motorlu kara taşıtları, aylık %2,5’lik bir düşüş yaşadı ve yıllık bazda üretim kaybı %12,5’e ulaştı. Diğer sektörlerde de düşüşler yaşandı; deri üretimi %0,5, son bir yılda ise %10,1 azaldı.
Giyim eşyası, ekimde %2,3’lük bir düşüş yaşamasına rağmen, yıllık bazda %11 gibi kayda değer bir artış gösterdi. İçecek imalatında ise %10,8’lik aylık artışla birlikte yıllık %7,6’lık bir artış kaydedildi. Yıllık bazda üretimi artan diğer sektörler arasında ana metal sanayii %3, fabrikasyon metal ürünleri %2,5, kimya %2,1, mobilya %1,6, tütün %1,3 ve temel eczacılık %1,1 bulunuyor.
Sanayi Sektörü Ekonomik Zorluklarla Yüzleşiyor
Sanayide yaşanan olumsuzlukların başlıca nedenleri şunlardır:
- Üç yıl içinde enflasyonu tek haneli rakamlara indirme hedefiyle uygulanan parasal sıkılaştırma, kredi faizlerinin aşırı yükselmesine ve krediye erişimin zorlaşmasına neden oldu.
- Yüksek faiz oranları, ekonomik durumu tüketimden çok üretici kesim üzerinde zedelemekte; özellikle KOBİ’ler, üretim ve finansal sorunlarla sıklıkla karşılaşmaktadır.
- Politika faizinin %8,5’ten %50’ye çıkması, üretim yerine TL cinsinden yüksek faiz getirili enstrümanlara yatırım yapılmasını teşvik etti.
- İhracat odaklı sanayiciler, düşük TL değeri nedeniyle uluslararası pazarda rekabet avantajını kaybetti, ayrıca Avrupa ekonomilerindeki duraklama talep daralmasına yol açtı.
Aylık Bazda Sanayi Üretiminde Yıllık Değişim Analizi
Sanayi üretimi, geçen yıl şubat ayında meydana gelen büyük depremlerin oluşturduğu baz etkisiyle bu yılın aynı ayında yıllık %11,1 artış göstermiş, martta ise %4,6 artmıştır. Ancak takip eden dönemlerde bu artışın yerini düşüşe bıraktığı gözlemlenmiştir. Hazirandan itibaren başlayan düşüş süreci ekim ayıyla birlikte beşinci aya ulaşmış durumdadır.
Resesyon Derinleşiyor mu?
Mevsimsel ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH endeksi, nisan-haziran ve temmuz-eylül çeyreklerinde %0,2’lik küçülme göstermiştir. Bu durumu ‘teknik resesyon’ olarak nitelendirmek mümkündür. İkinci çeyrekte GSYH %2,7 ve üçüncü çeyrekte ise %0,8 oranında küçülme yaşandı.
Sanayi, GSYH içinde yaklaşık %20 oranıyla hizmetlerden sonra en büyük paya sahip olup, büyüme sürecine en büyük katkıyı sağlamaktadır. TÜİK’in aylık sanayi üretimi verilerindeki son çeyreğin ilk ayı ekimde yaşanan gerilemeler, GSYH’nin çeyreklik bazda olumsuz değişimini işaret ediyor. Üst üste üç çeyrek boyunca gerçekleşen küçülme, ekonomideki resesyonun derinleştiği anlamına geliyor.
Kaynak: patronlardunyasi.com
“`